Felsefe Ahmaklık Mıdır?
Böyle yazılar yazmaktan pek hoşlanmam aslında. Polemiğe girdiğimde karşımdaki insanların genelde konuyu saptırmaları, ön yargılarıyla dışlamaları, toplumsal kabullerin gücünden faydalanmaları beni fazlasıyla yorar. Uzun süredir bu ve bunlar gibi sair sebeplerden ötürü belirli bir zaman yalnızca okuduklarımdan öğrendiklerimi ekseriyetle öznel fikirlerimi katmadan yazmaya çalışıyorum. Fakat, bugün çok talihsiz bir video ile karşılaştım. Cemaatinde ve toplumda ‘’Cübbeli Ahmet Hoca’’ olarak da bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ‘’Felsefe ahmaklıktır’’ kalıbında bir cümle kurmuş ve bununla ilgili argümanlarını ardı ardınca sıralamış. Dilerseniz videoyu şuradan izleyebilirsiniz:
Felsefe tehlikeli midir?
Kanaatimce felsefe, hayatınızdaki çürük elmaları ayıklamak için başvurabileceğiniz insan aklının onuru olan bir yaratımdır. Felsefenin karşısında yer alan, onu kötüleyen, tü kaka diyen ‘’zekâ’’lara bakılarak felsefenin ne kadar elzem bir mefhum olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır.
Mutlu olmak, çene çalmak, karnınızı doyurmak için felsefeye ihtiyacınız yoktur. Bu anlaşılabilir bir şeydir, saygı duymak gerekir. Lâkin; gerçeği, hâkikati ve erdemli bir yol arıyorsanız felsefeden başka kapısını çalabileceğiniz dostunuz yoktur.
Evet, gerçekten de felsefe tehlikelidir. Bilgi, tikel varlıklardan sizi kopardıkça ve tümele doğru yol aldığınızda hayatın birtakım anlamsızlıklarını daha derinden hissedersiniz. Evet, felsefe gerçekten de tehlikelidir, doğru bildiğiniz birçok şeyin yanlışlığını mecaz yapmadan, alegori kullanmadan, mürekkep balığı gibi koca bir bulutun ardına saklanmadan yüzünüze yüzünüze vurur. Bunun bir sonucu olarak da içinde yaşadığınız toplumun birçok değerine yabancılaşırsınız. Gerçeği ararken yalnızlığa mahkûm dahi olabilirsiniz. Filozofların tutarsızlığını -birbirlerine karşı- gördükçe doğruyu bulamayacağınız zanneder, umarsız bir karanlığa gark olduğunuzu zannedersiniz. Oysa felsefeyi felsefe yapanın bu olduğunu anladığınızda, filozofların birbirlerini eleştirerek, birbirinin üstüne bir şeyler koyarak ilerlediğini gördüğünüzde kendi yolunuzu çizmeye başlarsınız. O zamana kadar size verilen deyim yerindeyse ‘’hap’’ bilgileri bir kenara atarsınız.
Her neye imân edecekseniz edin, bu imânın dahi belli bir düzeyde felsefeye ihtiyacı vardır. Felsefe, en temel anlamıyla bilgelik sevgisidir. Bilgiyi, merakı sevmektir. İnancınızı sağlam temellere oturtabilmeniz için onu felsefenin süzgecinden geçirmeniz gerekir. Ailenizin, toplumun genelinin size dayattığı ahlâkı şiar edinirseniz bu ahlâk bir taklitten öteye gidemeyecektir. İnancınız, felsefenin ve düşüncenin süzgecinden geçtiğinde onu hiçbir gücün yıkamayacağına emin olabilirsiniz. Zirâ, o inanca siz ulaştınız. Gerek metafiziksel temellerle, gerek akıl yürütmelerle gerekse en derin sorgulamalarla. Descartes’ın da dediği gibi çuvalınızda bir tane bile çürük elma varsa o elma, diğer tüm elmaları çürütmeye muktedirdir. Zihninizde tek bir çürük elma kalmayıncaya dek sorgulayın, sorgulayın ki hakikatin yolunda menzil tutabilin. Sorgulayın ki aklınızı başkalarına peşkeş çekmeyin. Sorgulayın ki sarsılmaz bir imâna sahip olun.
Bedenimizi başkasının emirlerine, aklına mahkûm etmeye hiçbirimiz razı değilken ve bunu kölelik sayarken söz konusu zihnimiz olduğunda acaba neden bu duruma razı gelmekte bir beis görmüyoruz? Çünkü, bilmeyi istemek daha büyük cesaret gerektirir. Daha büyük tabulara karşı koymayı, toplumdan uzaklaşmayı yeri geldiğinde de münzevi bir hayatı şart koşar.
Her şeyin sonu gerçeğe varıyor dostlar, tasalanmayın. Ahlâkınızı siz şekillendirdiğinizde, dinî inancınızı siz seçtiğinizde, karekterinize başka ellerin kalemini vurdurmadığınızda, düşüncenizi kölece bir tavırla prangalara vurdurmadıkça sarsılmaz bir şahsiyete sahip olacağınıza inanıyorum. Hiç değilse ben yolumu buna göre çiziyorum, Ahmet Bey de kendine göre. İkimizin de haklı olması elbette ki mümkün değil. Fakat Ahmet Bey de fikirlerini açıklarken felsefe yaptığının pek de farkında değil. Her ne kadar kanaatimce yanlış da olsa bir şöyle bir akıl yürütme yapıyor (Bu fikir İmam-ı Rabbani’ye aittir).
‘’Felsefenin çoğu ahmaklıktır,
Bir şeyin ki çoğu ahmaklıktır o zaman, ekseriyet hükmüyle hepsi ahmaklıktır.’’
Nietzsche de diyor ki:
‘’Bu da dâhil bütün genellemeler yanlıştır.’’
Bir yanda olmak gerek. İkimizden birinde bir yanlışlık olduğu muhakkak, fakat iki kişi bir araya geldiğinde anlaşıyorlarsa orada bir filozof yoktur, der Russell. E, biz de pek anlaşamadığımıza göre ve Ahmet Bey de filozof unvanını hakaret olarak algılayacağına göre sığ bir akıl yürütmeyle bu yazının sonunda bir filozof olduğum hükmüne vardım, efendim. :) Ne büyük mutluluk.
Felsefeyle vuruşursunuz, yeri gelir mahzun olur yeri gelir sürûra erersiniz. Fakat mutlaka gerçeğin peşinde olduğunuzu bilirsiniz. Eğer aradığınız, bugünkü anlamda mutluluk yani ahmaklıksa felsefe size göre değildir. Koşarak uzaklaşın. Fakat zor bir yola girerek gerçeğe ulaşmaya kâni olmuşsanız yolunuz açık olsun!
Schopenhauer’un dediği gibi:
‘’Bir felsefede, sayfalar arasında gözyaşı dökülmüyorsa iç çekip ağlanmıyorsa dişlerini sıkma, öfkelenme yoksa ve genel olarak karşılıklı öldürücü vuruşmanın korkunç gümbürtüsü duyulmuyorsa o felsefe, felsefe değildir.’’
Kendi gerçeğinizi yaratın, bilmeye cesaret edin!
Diğer Yazılarım:
- Bir Talebe, Bir Öğretmen: Nietzsche ve Schopenhauer
- Mutsuzluğun İmkânsızlığı: Stoa Felsefesi ve İçsel Huzur
- Ölümün Doğurduğu Adam: Michel de Montaigne
- Jean-Jacques Rousseau: Toplum Sözleşmesi, Ütopya ve Dönüşüm
- Yerleşik Ahlâka Balyoz Darbeleri: Friedrich Nietzsche
- Platon: İdeâl Devlet, İdeâl Cemiyet ve İdeâl İnsana Bir Bakış
- Bir Başka Filozof: Arthur Schopenhauer
- Diyojen’in Hocası Antisthenes ve Kinik Okulu
- Sadeliğin, Yalnızlığın Kutsallığı: Diyojen
- İdea’lleri Olan Büyük Filozof: Platon
- Eudaimonia: Aristoteles’e Göre Kişisel Mutluluk
- Bir Vâzife Olarak Ahlâk: Immanuel Kant
- Münzevînin Sığınağı: Yalnızlık
- Stoacılık: Köleden İmparatora Uzanan Felsefe -1
- İnsan Neden Boyun Eğer: Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev (Etienne de La Boétie)
- Bir Kişilik Ödünlemesi: Irkçılık
- Spinoza’nın Tanrısı
- Felsefeye Giriş Yapmak İsteyenlere Naçizane Bir Rehber, Kitap Önerileri
- Jean-Jacques Rousseau: Meczupluk ve Dâhilik Arasında Bir Yaşam-1
- Felsefe Ahmaklık Mıdır?
- Aydınlanma Hakkında Bir Deneme: Kant’ın Işığında
- Akıllı İnsan Hipotezi: Ön Yargı
- Modern Dünyanın Putları: Irk, Kan ve Toprak
- Friedrich Nietzsche: Tanrı’nın Ölümü ve Üstinsan (Übermencsh) Felsefesi
- ‘’Sapere Aude!’’: Bilmeye Cesaret Et!
- Elvedâ Çürük Elmalar: Felsefenin Gücü
- Filozofça Ölmek: Boethius